Online alışveriş, ürün yelpazesinin genişliği, dünyanın her yerinden her markaya erişilebilir olması ve 7 gün 24 saat alışveriş yapabilme imkanı sağlaması nedeniyle herkesi cezbediyor. Bu nedenle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de online alışveriş yapanların sayısı gittikçe artmaya devam ediyor.

Alışveriş yapanların artması nedeniyle e-ticaret yapan işletme sayısında da büyük bir artış yaşanıyor. Bu artış doğal olarak rekabeti de kızıştırıyor. E-ticaret ile gelirinizi artırmak istiyorsanız sizin için hazırladığımız birkaç ipucunu paylaşacağız.
Müşterileri satış teklifinize nasıl çekebileceğinizi ve satışlarınızı nasıl artırabileceğinizi öğrenmek için işin psikolojik etkenlerine daha yakından bakmalıyız.
1. En az çaba ilkesi ile müşteri yolculuğunu kısaltın
Zip yasası olarak da bilinen en az çaba ilkesi, her insanın görevini tamamlamak için en az çabayı göstermek istemesine dayanan bir teoridir. 1949 yılında Harvard dilbilimci George Kingsley Zipf tarafından bulunmuştur. Teori dil değişiklikleri konusundan ortaya çıkmış olsa da zaman içinde psikoloji, sosyoloji, ekonomi ve pazarlama bilimleri için de kullanılmaya başlanmıştır.
E-ticaret sektöründe en az çaba ilkesi, kesintisiz bir müşteri deneyimi yaratma ihtiyacı anlamına gelir. Tüketicinin istediği ürünleri bulmak ve satın almak için göstermesi gereken çabayı en aza indirmek için müşteri yolculuğunu kısaltın. Web sitenizi olabildiğince yararlı ve pratik hale getirin. İşlemler için çok fazla çaba harcamaları gerektiğinde kullanıcıların ilgileri çabuk dağılır ve satın alma işlemini yapmadan siteyi terk ediyorlar.

Müşterilerin alışveriş yaparken karşılaşabilecekleri zorluklar nelerdir?
Arama seçeneklerinin sezgisel olmaması
Belli olmayan call to action’lar
Web sitesinin yavaş yüklenmesi
Okunamayan metinler (farklı ve süslü yazı karakterleri kullanılması gibi)
Mobil uyumlu olmayan web siteleri
Müşteri desteği kısmında uzun süreli beklemeler
Ödeme sayfasının karmaşık olması
Çok fazla pop-up çıkması veya sayfadaki dikkat dağıtıcı bannerlar
Almak istediği ürünün kullanımının zor görünmesi
Yanlış yönlendirilen reklamlar (örneğin reklamı yapılan ürün yerine ana sayfaya yönlendirilmesi gibi)
Çok uzun ürün açıklamaları
Net olmayan görseller
Özetle, e-ticaret sektöründe müşterilerinize hızlı ve keyifli bir alışveriş süreci sağlamak için elinizden geleni yapın. Geri bildirimler alın ve müşterilerinizin beklentilerini karşılamak için web sitenizi düzenli olarak optimize edin. Reklamlarınızın kullanıcı dostu olmasını sağlayın.
2. Hikaye anlatımı ile güven oluşturun
Alışveriş konusunda güven çok önemlidir. İnsanlar genellikle güvendikleri yerlerden alışveriş yapmayı tercih ederler. E-ticaret konusunda ise güven çok daha önemli bir unsurdur. Çünkü tüketiciler gerçek mağazayı görüp, ürüne dokunup deneyimledikten sonra satın alabilirken online alışverişte bu imkanları bulunmamaktadır. Satın alma kararını vermeleri için ürünün açıklamasında yazan bilgilere ve size güvenmesi gerekir.

Güven zamanla gelişen bir olgudur. Peki müşterileri online mağazanızdan alışveriş yapmaları için nasıl ikna edebilirsiniz?
Onlara hikaye anlatarak.
Hikaye anlatımı, önce müşteriyle bağ kurma işlemidir. Ürün satma işlemi ikinci derece önemdedir.
Web sitenizde biçimsel dil yerine bilgilendirici ve duygulara hitap eden içerik yazıları kullanın. Markanızın bir sesi olsun ve içeriklerinizde bu sesten yararlanın. E-ticaret reklamlarınız, içeriklerdeki CTA (call to action) ve ürün açıklamalarının hatalı olmamasına ve doğru yönlendirmelere sahip olduğuna emin olun.
Ayrıca markanızın en dikkat çekici özelliklerini vurgulamak için benzersiz değer önerilerini kullanın.
Markanızın hikayesini anlatın – bu fikri nasıl buldunuz ve marka değerleriniz neler?
Ürünlerinizin hikayesini anlatın – bu ürün hangi sorunları çözüyor?
Üretim sürecinin hikayesini anlatın – hangi malzemeleri kullanıyorsunuz ve neden?
Müşterilerinizin hikayesini anlatın – onların birer marka savunucuları olmalarını sağlayın
Son not olarak; pazarlamacıların son zamanlarda çok sık kullandıkları bir tabir olan, sosyal kanıt sunun.
Bu psikolojik etkiler sayesinde markanızın imajını güvenilir hale getirebilirsiniz.
E-ticaret stratejinize nasıl uygulayacaksınız?
Çok kolay! Web sitenize ve sosyal medya platformlarınıza bunları ekleyerek yapabilirsiniz.
3. Kaçırma korkusunu kullanarak bir aciliyet duygusu yaratın (FOMO)
Kayıp korkusu, kazanç arzusundan daha büyüktür. Bu nedenle iletişiminizde böyle bir ton kullanarak ürünlerinize sahip olmadıklarında neyi kaçırdıklarının vurgusunu yapabilirsiniz.

FOMO, genellikle sosyal medya kullanıcılarına ve dışarıda kalma korkusuna atıfta bulunan bir terimdir. Ancak aynı mekanizma e-ticaret sektöründe de geçerlidir.
Kaçırma korkusundan en iyi şekilde yararlanmak için ne yapabilirsiniz?
Web sitenize kaç kişinin müşteriniz olduğunu bildiren bir sayaç ekleyin.
Son dakika indirimleri veya günün fırsat ürünleri düzenleyin
Şu anda aynı ürüne veya ürün kategorisine kaç ziyaretçinin göz attığını bildirin
Zaman sınırlı bir promosyon yayınlarken geri sayım sayacı ekleyin
Sınırlı sayıda ürün vurgusu yapın
Promosyon kodlarını sınırlı sayıda kullanıcıya dağıtın
Ücretsiz kargo haftası düzenleyin
E-ticaretteki satışlarını artırmak için yapabileceğiniz çok daha fazla yöntem bulunuyor. E-ticarette kısa sürede kazanç elde etmeye başlamak ve sürekli büyüyen bir e-ticaret şirketine sahip olmak için BenOkudum uzman dijital pazarlama danışmanlarıyla iletişime geçebilirsiniz.
Comments